benim genelde izlemeyi en sevdiğim filmler baş karakterlerin kadın olduğu filmler oluyor. sanırım benim sanat anlayışım da çoğu insanda olduğu gibi izlediğim, okuduğum, baktığım şeylerde kendimden bir parça bulmak. bu yüzden benim gibi kendinize benzettiğiz karakterleri izlemeyi seven hafif kafadan kırık ve kaybolmuş bir kızsanız bu filmler sizin için..
frances ha (2012-noah baumbach)
frances new yorkta tutkusunu düşük maaşına ve rahat olmayan hayat koşullarına rağmen devam ettirmeye çalışan bir dansçıdır. kendisinin arkadaşlarıyla, kendisiyle ve işiyle olan çatışmaları, sorgulamaları günlük hayatıyla karışıp bize çok doğal ve gerçekçi bir ortam izlettiriyor. frances her zaman neşeli ve vurdum duymaz gözükmesine rağmen oldukça özgüvensiz ve fazla düşünen biri bu zıtlıkları onu kendime çok yakın hissetmeme neden oldu ve muhtemelen sizinde içine çekilebileceğiniz bir karakter. genelde kompleks kadın karakterleri dramatik dış görünüşleriyle ve nevrotik tavırlarıyla tanırız fakat frances bir kadın karakterin üzerine düşünülebilir olması için bu kriterlere uyması gerekmediğinin çok güzel bir örneği bence.
persona (1966-ingmar bergman)
persona ünlü bir aktrisin ağır bir depresyona girmesi nedeniyle ruh sağlığı hastanesine getirilmesi ve sonrasında hemşiresiyle birlikte tedavi için inzivaya çekilmesini konu alıyor. bu film spesifik olarak kadınlara hitap etmese de ben kadınların personadaki karakterleri çok daha iyi anlayabileceklerini düşünüyorum. iki kadın karakterde birbiriyle çok zıt fakat aynı zamanda çok benzer hislere sahip. iki kadın arasındaki dinamik ve süreçle birlikte ne kadar değiştikleri beni çok etkilemişti. izlemesi çok kolay bir film değil ve sonu sizi biraz kafanız karışmış bırakıyor, eğer psikolojiye ilgiliyseniz bu filmi kesinlikle izleyip üzerine içinizden bir sürü çıkarım yapmalısınız.
lost in translation(2003-sofia coppola)
tokyoda birbiriyle karşılaşan yıldızı sönmüş bir aktör ile kendini ilişkisinde kaybetmiş evli bir genç kadının beraber yaşadığı günler ve birbirlerinde bulduğu huzuru izliyoruz. eğer ilişkilerinizde ve hayatınızda kendinizi kaybolmuş, yeni bir şehirde olmayı isterken bulduysanız bu iki aslında uyumsuz fakat aynı hisleri farklı durumlar yüzünden yaşayan kişinin ilişkisi ilginizi çekecektir. çok estetik ve sakin bir film fakat altındaki metinleri kendinize çok yakın bulacağınıza eminim. herkesin kendi tükenmişlik ve boşluktaki kafa karışıklıklarını görebileceği, aradığı sıcaklığı bulabileceği bir film.
carrie
carrie baskılanmış ve anlaşılmamış kızlar için tam olarak. carrie hem okulda hem ev hayatında kötü davranılan fakat bir gün içindeki paranormal gücü keşfeden bunun sonucunda da başına tahmin edemeyeceği kadar kötü şeyler gelen kasabalı bir lise öğrencisidir. carrie ona hem üzüleceğiniz hem kendinizle bağdaştırabileceğiniz bir korku filmi karakteri. zamanına göre çok farklı ve özgün bir konuya sahip bu filmi karışık duygular yaşamak istiyorsanız ve paranormal olaylara ilgi duyuyorsanız watch listinize eklemeyi unutmayın.
suspiria(1977-dario argento)
suspiria, mekanı, renk seçimleri ve genel olarak bütün sahneleri adeta bir tablodan fırlamış gibi bir film. eğer olağanüstü hikayelerden hoşlanıyorsanız ve filmlerde estetiğe önem verenlerdenseniz bu film sizi büyüleyebilir. konusuna gelirsek bir genç balerinin ünlü bir bale okuluna kaydolması ve bu okulun gizemlerini keşfetmesini konu alıyor. hikayesi güzel fakat oyunculukların gerçekçi olması kriterlerinizden biriyse bu filmi geçebilirsiniz eğer tiyatral oyunculuklar sizi rahatsız etmiyorsa sıkılmadan izleyeceğiniz bir korku filmi olacaktır.(filmin müzikleri sizi filmden daha çok korkutabilir)
honorable mention olarak: the piano teacher(en sevdiğim filmlerden ama bir tık rahatsız edici bulabilirsiniz)
daha bir sürü bahsettiğimiz tanımlara uyabilecek film var tabii ki bunlar benim en sevdiklerim ve üzerine konuşmayı sevdiklerimden. pearl, possession ve buffalo 66 gibi daha bilindik filmleri koymak istemedim eğer bu yazıyı okuyorsanız illa ki bu filmleri duyduğunuzu varsaydım biraz.(ayrıca çokta fanı değilim bu filmlerin ne yazık ki)
umarım yazın evde kötü hissediyorsanız ve yapacak bir şey bulamıyorsanız bu filmleri watch listinize eklersiniz.(bazıları daha kötü hissetmenize sebep olabilir dikkatli olun..)
eğer film zevkimiz uyuşuyorsa letterboxdıma beklerim takipleşelim<33
letterboxd: aikooo0ooo
persona’dan son yazımda ben de bahsetmiştim o kadar etkileyici bir film kiiii iki kişilik bir diyalog olmasa da tüm filmin sana duyurmak istediğini duyabilmek. şaheser ne diyelim yazılarının da devamını bekliyorum ayrıca daha fazla film içerikli yazıı